Prebiyotik Lif 3 Kg. Fibrelle Doğal İnülin Hindibağ
Prebiyotik Lif 3 Kg. Fibrelle Doğal İnülin Hindibağ

Prebiyotik Lif 3 Kg. Fibrelle Doğal İnülin Hindibağ

0,00
İndirim Oranı : %30 İndirim
Fiyat : ₺3.000,00(KDV Dahil)
İndirimli : ₺2.099,90(KDV Dahil)

 

 

Fibrelle

Prebiyotik Lif

%100 Doğal İnülin Hindibağ

3 Adet x 1 Kg. = 3 kg

Yeni Üretim Ürün

 

-Kullanımı-

Her türlü gıda mixlerinde kullanılır. Direkt kullanımlarda gıdaların üzerine veya pişirilirken içerisine konulabilir. Topaklanmayı önlemek için yavaşça karıştırarak ekleyiniz.

Günlük 15 gr. (3 Tatlı Kaşığı) üzerinde kullanımı hassas kişilerde laktesif etki gösterebilir.

Kapalı olarak serin ve kuru ortamda saklayın ve orijinal ambalajı dışında bir ambalaja koymayın kendi ambalajı ile saklayın.

Menşei: Belçika

 

İnülin, fruktan olarak da bilinen lifler sınıfına ait doğal bir polisakkarittir.

 

Genellikle, kök ve kök saplarında bulunan inülin bir çok bitki tarafından enerji depolaması için kullanılır. Çözünür, fermente edilen bitkisel bir lif olan inülin insan vücudunda erimez. İnsan vücudunun bakteriyel mikroflorası aracılığıyla kalın bağırsaklarda fermente edilirler ve mikroorganizmaların sağlıklı büyümesini desteklerler dolayısıyla prebiyotikdir.

 

Aşağıdakiler Nurcan Yabancı'nın (Gazi Üniversitesi, Mesleki Eğitim Fakültesi, Gıda ve Beslenme Eğitimi Anabilim Dalı, Beşevler, Ankara) Derleme Makalesinden alınmıştır.

 

İNÜLİN ve OLİGOFRUKTOZUN BESLENME ile  İLİŞKİSİ

 

İnülin ilk defa 1800?lü yıllarda Rose tarafından İnula

helenum adlı bir bitkinin köklerinden elde edilen bir

karbonhidrat türü olarak tanımlanmıştır. İnülin ve

oligofruktoz birçok ülkede besinlerin toplam enerjisini

düşürmek amacıyla dondurma, kek, pasta gibi yüksek

kalorili besinlerin hazırlanmasında yağ ve şeker yerine

kullanılmaktadır. İnülin ve oligofruktoz sindirim

enzimlerine karşı dirençli olan ?-2-1 bağları ile fruktoza

bağlandığı için, enerji değerleri diğer bilinen

karbonhidratlara göre düşüktür. Diyet karbonhidratları

4kkal/g enerji içerirken, inülin ve oligofruktoz sindirime

karşı dirençli olmaları, ince bağırsaklarda emilime

uğramamaları nedeniyle, diğer karbonhidratlara göre

daha düşük enerji içeriğine sahiptirler. İnülin ve

oligofruktoz, sindirime uğramadan doğrudan kalın

bağırsağa geçerler, burada bakteriler tarafından

fermentasyona uğrarlar. Fermente edilmiş

karbonhidratların enerji değerleri, yaklaşık 0-2.5

kkal/g?dır. İnülin ve oligofruktozun enerji değerleri

içerdikleri karbon zincirine, fermente olan miktara,

dışkıyla atılan miktara ve oluşan kısa zincirli yağ

asitlerine bağlı olarak değişir. Roberfroid [10], bir gram

inülin ve oligofruktozın ortalama 1.5-1.7kkal enerji

verdiğini, bu miktarın ise heksozların verdiği enerjinin

yaklaşık %38?ine eşit olduğunu açıklamıştır [10]. Bu

nedenle, bu maddeler obezite tedavisinde rahatlıkla

kullanılabilir [11]. Hem inülin, hem de oligofruktozun

yüksek miktarlarda alınmasının (40-100g/gün) kan

insülin ve glukagon düzeyini, dolayısıyla kan şekerini

etkilemediği [4], ancak hem inülin, hem de

oligofruktozun belli dozlarının bireysel farklılık

göstererek ishale neden olabileceği açıklanmıştır [6].

 

 

İNÜLİN ve OLİGOFRUKTOZUN SAĞLIKLA  İLİŞKİSİ

 

İnülin ve oligofruktozun sağlık üzerine en önemli etkisi

ince bağırsaklarda bifidobakterilerin gelişmesini

uyarmalarıdır. Kalın bağırsakta 400?den fazla çeşit

bakteri vardır, bu bakterilerden bazıları kanser gibi

birçok hastalığa zemin hazırlarken, Lactobacilli ve

Bifidobakteri gibi bakteriler sağlığı olumlu yönde

etkilemektedir. İnülin veya oligofruktoz tarafından

salınımları artan Bifidobakteri, zararlı bakterilerin

üremesini engellerken, bağışıklık sistemle ilgili

fonksiyonların uyarılmasını, B grubu vitaminlerinin

sentezini ve bazı minerallerin emiliminin artmasını

sağlar. Prebiyotikler mikroorganizma içeriğinde olmayan

organik kompanentlerdir [12]. Bunlar, bağırsak florasını

geliştirerek, sağlığı koruyucu ve hastalıkları önleyici etki

gösteririler. İnülin, dışkı mikroflorasında normalde %20

oranında bulunan Bifidobakteri oranını, %71?e kadar

çıkarabilir. İnülin ve oligofruktozlar, kan şekerinin

regulasyonu ve lipit metabolizması üzerinde de olumlu

etki gösterirler [4].

 

Şeker Hastalığı: Hayvan çalışmalarında, inülin ve

oligofruktozun kan insülin ve glikoz konsa?ntrasyonlarını

düşürdüğü gösterilmesine rağmen, insanlarda etkisi tam

olarak netlik kazanmamıştır. Kok ve ark. [13], dört hafta

boyunca, gönüllü sağlıklı 12 bireye günlük 20 g

fruktooligosakkarit, kontrol grubuna da aynı miktarda

sukroz verilerek, plazma glikoz ve insülin seviyelerini

incelemişlerdir. Sonuç olarak, fruktooligosakkarit verilen

gruptaki bireylerin hepatik glikoz üretimi azalmış, fakat

glikoz metabolizmasında insülin seviyelerinde bir

değişikli gözlenmemiştir Ratlar üzerinde yapılan bir

başka çalışmada, %10 oligofruktoz içeren standart diyet

veya sadece standart diyet verilerek kan glikoz ve lipit

profiline bakılmıştır. Deney grubunun postprandial

(tokluk) serum trigliserit, insülin ve glikoz düzeyleri

anlamlı derecede düşmüştür. Yine deney grubunda,

glikoza bağlı insülintropik polipeptit ve glukagon benzeri

büyüme faktörü düzeyi değişmemiştir [14].

 

Lipit Metabolizması: Oligofruktoz, serum trigliserit

düzeyini düşürmektedir. Ratların diyetlerine eklenen 10g

oligofruktoz, karaciğerde yağ sentezini azaltmıştır.

Oligofruktozun yağ yapımını azaltıcı etkileri vardır [15].

Brighenti ve ark. [16] normolipidemik (kan lipit düzeyi

normal) 20 gönüllü erkeğe, inülin içeren kahvaltılık tahıl

karışımları vererek, inülinin kan lipit düzeyi üzerindeki

etkilerini incelemişler, inülinin kan lipit parametrelerini

düşürdüğünü saptamışlardır. Trautwein ve ark. [17]

yürüttükleri bir çalışmada, 4 gruba ayırdığı hamster cinsi

farelere beş hafta süresince 0, %8, %12 ve %16

oranlarında inülin eklenmiş; 20g/100g yağ ve

0.12g/100g kolesterol içeren diyetler vermişlerdir. İnülin

almayan grupta kolesterol seviyesi etkilenmezken, %8,

%12 ve %16 oranlarında inülin alan gruplarda sırasıyla

serum kolesterolü %18, %15 ve %29 oranında

azalırken, %12 ve %16 oranlarında inülin alan gruplarda

sırasıyla trigliserit %40 ve %63 oranında düşmüştür.

İnülin miktarı arttıkça, serum kolesterol, trigliserit ve

VLDL-kolesterol düzeyi azalmaktadır. Amerikan

Diyetetik Derneği, şeker hastalığında görülen lipit

metabolizması bozukluklarını düzeltmek için, yağ yerine

geçen, inülin gibi maddelerin kullanılmasını

önermektedir [18].

 

Mineral Emilimi: Posa genel olarak mineral emilimini

azaltan besin öğesi olarak bilinse de, inülin ve

oligofruktoz için bu doğru değildir. Diyet posası, fitat

içeriği nedeni ile kalsiyum, magnezyum, demir, çinko ve

mangan gibi minerallerin emilimini olumsuz yönde

etkiler. Hem inülin, hem de oligofruktoz kalsiyum ve

magnezyum biyoyararlılığını arttırarak kemik kayıplarını

en aza indirir. İnülin ve oligofruktozun mineral emilimi

üzerindeki olumlu etkileri, ince ve kalın bağırsakların

pH?ını düşürmeleri ve uçucu yağ asitleri

konsantrasyonunun artması ile ilişkilidir. Kalsiyum

çekumdan emildiği için, çekumları alınmış ratlarda, inülin

ve oligofruktoz etki göstermemiştir. Özellikle kemik

kitlesinin en üst düzeye çıktığı ve ileri yaşlarda

osteoporoz görülme olasılığı ile yakından ilişkili olan

ergenlik döneminde verilen oligofruktozun kalsiyum

emilimini arttırdığı bildirilmiştir [19]. Ratlarda,

fruktooligosakkaritlerin kalsiyum emilimini arttırdığı,

işaretli 45Ca kullanılarak ispatlanmıştır [20]. Gastrostomili

hastalarda (yemek borusunun işlevini yapmadığı

durumlarda beslenmeyi sağlamak amacıyla mideyi vücut

dışına açan bir kanal oluşturulması), anemi ve kemik

erimesi görülme oranı yüksektir. Diyete eklenen

fruktooligosakkaritler gastrostomili hastalarda, bu

problemlerin azalmasına neden olur. Bu hastalara %10

fruktooligosakkarit içeren bir diyet verilerek intestinal

bölgedeki kalsiyum, magnezyum ve fosfor emilimleri ile

kalsiyum bağlayıcı protein (CaBP) düzeyleri, kontrol

grubu ile karşılaştırılmıştır. Fruktooligosakkarit içeren

diyet, CaBP ve intestinal bölgeden kalsiyum emilimini

arttırmıştır. Fruktooligosakkaritlerin CaBP düzeyini

arttırmaları, vücut kalsiyum dengesinin sağlanmasında

önemlidir [21]. Ohta ve ark. [22] gastrostomili ratlara

verdikleri her 1kg besine 75g fruktooligosakkarit

ekleyerek yaptıkları bir çalışmada, kemik mineral

yoğunluğu ile hemoglobin ve hemotokrit gibi anemi

kriterlerinin, fruktooligosakkarit ekledikleri grupta,

eklenmedikleri gruba göre anlamlı şekilde yüksek

olduğunu saptamışlardır. Gastrostomili ratlarda, diyete

eklenen fruktooligosakkaritin hem olan demirin emilimini

arttırdığı, hem olmayan demiri ise etkilemedikleri rapor

edilmiştir [23].

 

Gastrointestinal Sistem: İnülin ve oligofruktoz,

bifidobakterileri arttırarak kalın bağırsak sağlığını olumlu

yönde etkilerler. İnülin ve oligofruktozlar, kalın bağırsağa

gelince hızla buradaki bakteriler tarafından

fermentasyona uğrayarak, kısa zincirli yağ asitleri

sentezini artırılar [24], bu artış, kalın bağırsak kanseri ve

hiperkolesterolemi riskini azaltırken, vitamin sentezi ve

bağışıklık sistemi uyarır [25]. Molis ve ark. [26] diyetle

günde 20.1g fruktooligosakkarit verdikleri 6 gönüllü,

sağlıklı bireyde fruktooligosakkaritlerin ince

bağırsaklarda hiç emilmediğini, sadece kalın bağırsakta

fermentasyona uğradıklarını saptamışlardır. Bu nedenle

bu maddelerin enerji içeriğinin düşük olduğu bir kez

daha ispatlamışlardır. Başka bir çalışmada da,

fruktooligosakkarit ve oligofruktoz ile beslenen grubun

gastrointestinal sistemlerinde, diğer gruplara göre daha

fazla miktarda bütirat oluştuğu, kalın bağırsak pH?nın

düştüğü, dışkı hacimlerinin ve bifidobakteri sayısının

arttığı bildirilmiştir [27].

 

Kanser: İnülin ve oligofruktoz bifidobakteri sentezini

arttırarak, kalın bağırsak kanseri riskini azaltmaktadır.

Yapılan bir çalışmada ratlarda 1.2 dimetilhidrazin ile

kalın bağırsakta kötü huylu tümör oluşturulmuş, daha

sonra bir gruba sadece yağsız süt; bir gruba yağsız süt

ve bifidobakteri; bir gruba yağsız süt ve oligofruktoz; bir

gruba da yağsız süt, bifidobakteri ve oligofruktoz

verilerek tümörlerin gelişimi incelenmiştir. Bifidobakteri

ve oligofruktoz verilen grupta kötü huylu tümörler diğer

gruplara göre, anlamlı şekilde azalmıştır. Bifidobakteri

bir probiyotik, oligofruktoz ise prebiyotiktir, ikisinin

beraber kullanılması sinbiyotik etki ile kalın bağırsak

kanseri riskini azalttır [28].

 

Diğer Etkiler: İnülin ve oligofruktozlar, lenfosit

aktivitesini arttırarak, bağışıklık sistemi olumlu şekilde

etkiler [26]. Kalın bağırsakta bifidobakterilerin oranı ile

immünoglobülin miktarı arsında pozitif ilişki vardır. İnülin

ve oligofruktozlar, bifidobakterilerin üremesini arttırarak,

immünoglobülin aktivitesini de arttırır [29]. Dializ

hastaları için kullanılan beslenme ürünleri içerisine

fruktooligosakkarit eklenmesi, hem hastaların genel

durumlarını olumlu etkilemiş, hem de kabızlık

şikâyetlerini azaltmıştır [30]. Anne sütü, oligosakkarit

yönünden zengin bir besindir. Oligosakkaritlerin bebek

sağlığı üzerinde birçok önemli etkisinin olması, anne

sütünün önemini bir kat daha artırmıştır [31].

inülin ve oligofruktoz gibi prebiyotiklerin eklenmesi,

Bifidobacterium ve Lactobacillus?un çoğalmasını

sağlayarak, bu hayvanların bağırsak mikrofloralarını

düzeltir [33]. Piliçlerde fruktooligosakkarit,

Salmonella?nın üremesini engellemektedir. Altı hafta

boyunca, fruktooligosakkarit içeren diyet verilen

piliçlerde Salmonella typhimurium kolonilerinin sayısının

azaldığı açıklanmıştır [34].

Günümüzde, fruktooligosakkaritler bebek mamalarında

kullanılabilmektedir [32]. Ayrıca, inülin ve oligofruktozlar

hayvan beslenmesinde de yararlı etkiler göstermektedir.

Kedi ve köpeklerin kalın bağırsaklarında bulunan çeşitli

bakteriler sindirilmemiş aminoasitlerin, amonyak, alifatik

amin vb. maddelerin kalın bağırsakta fermantasyona

uğramasına neden olarak dışkılarının çok kötü

kokmasına neden olur. Bu dışkı, insan sağlığını olumsuz

yönde etkiler. Bu nedenle bu hayvanların diyetlerine

nülin ve oligofruktoz gibi prebiyotiklerin eklenmesi,

Bifidobacterium ve Lactobacillus?un çoğalmasını

sağlayarak, bu hayvanların bağırsak mikrofloralarını

düzeltir [33]. Piliçlerde fruktooligosakkarit,

Salmonella?nın üremesini engellemektedir. Altı hafta

boyunca, fruktooligosakkarit içeren diyet verilen

piliçlerde Salmonella typhimurium kolonilerinin sayısının

azaldığı açıklanmıştır.

PROBİYOTİK VE PREBİYOTİK ARASINDAKİ FARK NEDİR?

Probiyotikler
Probiyotikler, ağız yoluyla yeterli miktarda alındığında konağın sağlığını olumlu yönde etkileyen canlı mikroorganizmalardır. Yıllar önce Elie Matchnikoff insan vücudunda bulunan zararsız canlı bakterilerin konakçı için yararlı etkilerinin olabileceğine dikkat çekmiştir. Probiyotik olarak kullanılan mikroorganizmaların çoğu laktik asit bakterileri grubundandır. (en fazla Laktobacillus?lar, Bifidobacterium?lar)

Probiyotik ürünlerin başlıcaları; Yoğurt, kefir, boza ve tarhanadır. Probiyotikler intestinal ve vajen florasının dengesini sağlayıp patojen mikroorganizmaların çoğalmasının engeller, immün sistemi şekillendirmesinin yanı sıra intestinal epitel homeostazını sağlar, bazı mineral ve vitaminlerin biyo yararlanımını artırır, serum lipid düzeyini dengeler, bağırsak motilitesini ve geçirgenliğini düzenler. Bu yararların görülebilmesi için probiyotik ürünlerin düzenli alınması önerilir. Süt sanayi tarafından üretilen yoğurtların Lactobacillus bulgaricus-Lactobacillus asidofilus karışımıyla üretilmesi yararlı olur.

Prebiyotikler
Yapılan araştırmalar diyet posasını oluşturan öğelerden biri olan ve oligosakkaritler olarak bilinen karbonhidratların, probiyotik bakterilerin çoğalmasını sağladıklarını göstermiştir. Probiyotik bakteriler bu öğeleri enerji kaynağı olarak kullanarak çoğalmaktadırlar. Bu nedenle bu öğelere ?prebiyotikler? denmektedir. Kısacası prebiyotikler, sindirilmeyen ancak bağırsakta fermente olan ve kolondaki bakterilerin çoğalmasını ve etkinliğini olumlu yönde etkileyerek aynı zamanda konağın sağlığını da iyileştiren besin öğeleridir.
 

 

 

 

 

 

 

 

cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR